Friday, July 22, 2005

ruhunu tanimadan gozlerini cizemem!

modiglinai-jeanne hepimiz picasso yu taniriz biliriz de Amedeo Modigliani yi fazla taniyan yoktur heralde. benim kendisiyle muserref olmam da 2004 yapimi kendi adini tasiyan filmle oldu.andy garcia bohem, problemli dahi cocuk rolunu filmde cok iyi tasiyor. oldum olasi sevmisimdir ben kendisini. her ne kadar bazi aptal polisiye fimlerde oynasa da kumasi iyidir kuba li yagiz delikanli abimizin. evet modigliani 1884 de italya da dogup kendisini paris sokaklarina birakiyor gocebe ruhunun etkisiyle.ressam ve heykeltiras olan modi-filmde de lakabi buydu-daha sonra evlenecegi uzun yuzlu guzel jeanne hebuterne i bir sanat okulunda taniyor. ailesinin tum karsi cikislarina ragmen jeanne modi ye yamuk yapmiyor, kadinlardaki arizali tiplere asik olma sendromununda bir halka oluyor. bu arada mody nin yahudi olmasi jeanne in babasi icin kabul edilmez bir durum.
her neyse efendim modi nin paris de tanistigi picasso da gotun tekiymis bu arada baya kiskaniyomus bu bohem kendinden gecmis yakisikli abimizi. paul cezanne den cok etkilenip ilk donemlerinde cizdigi figurleri carpitan modi daha sonra kendi tarzini yakalayacaktir ama kaderin ona ordugu agdan kacamayacaktir. agdali edebiyat da mastirim vardir. modi 1920 yilinda yoksulluk icinde paris de tuberkulozdan olur, mezari da ordadir. giden gorsun de bi fatiha okusun fakire diye yaziyorum. genellikle nu ve portre takilan modi nin en unlu yapiti en cok sevdigi kadin olan jeanne in yukardaki portresidir. jeanne in ruhunu tanimis ve sonunda o parlak gozleri de tuvaline ustalikla aktarmistir mahallenin asi cocugu. o parlak gozler modi nin olumune dayanamayan jeanne in bir pencereden asagiya atlamasiyla sonecektir.
picasso belki de ona cektirdigi eziyete karsilik bir portresini yapmistir modi nin. ama bi kere gozumden dustun sen pica. ne yapsan nafile.uyusturucu, kadinlar, alkol ve sigara tesellisiydi belki de degeri bilinmemis bu genc ressamin.ama acimakla hayran olmak arasind abir cizgide kayboldum hayat hikayesi akarken ekrandan. son olarak cemal sureya nin siiriyle modigliani abimize bi guzellik yapalim ve bir selam yollayalim. evet keske ben de bir kadinin gozlerini cizebilsem senin gibi...

yeni sözler buldum bir nice seni görmeyeli
daha geniş bir gökyüzünde soluk aldıracak şiire
hadi bir de bunlarla çağır gelsin aslan heykelleri
oldurmanın yıkmanın yeniden yapmanın aslan heykelleri
olduran yıkan yeniden yapan gözlerini seviyorum kaç kişi
bir senin gözlerin var zaten daha yok
ya bu başını alıp gidiş boynundaki
modigliani oğlu modigliani.
cemal süreya, üvercinka, aslan heykelleri siirinden

Thursday, July 21, 2005

ask engel tanimaz baby


oy oy
Originally uploaded by derbose.
bahcivanlardan korkarim. gecen yine bi tanesi elinde o kocaman makasiyla bahcedeki agacla ugrasiyodu. ne zaman o devasa makasi gorsem aklima hemen afadersiniz benim malafat makasin arasindaymis gibi gelir, rahatsiz olur, yuzumu eksitirim ama bunu bahcivan kisisine belli etmemeye calisirim. tedirgin olurum anlayacak diye ama adam isinde gucundedir sallamaz beni. o zaman da sinirlenirim adama. freud aklima gelir bi cigara tuttururum anisina. vermem ama bahcivan ibnesine istese de. ama derse ki bi derdin var delikanli otur soyle bak scissors hands i seyrettin mi diye sorarsa da operim yanagindan. iste bole boyle de sevgi dolu bi adamimdir. tim burton da iyi bi yonetmendir, big fish guzeldi. bakalim yeni filmi nasil acabana

Saturday, July 02, 2005

seni karaladim c sikkina

yanlis ciktik.
yillarca durmadan usanmadan o kucuk daireleri karaladim durdum. once dort taneydiler, sonra nedense bese ciktilar. neden mi soz ediyorum tabi ki o kaderimizin yonunu belirleyen coktan secmeli sınavlarin bas cellatlarindan; a-b-c-d ve ailenin uvey evladi e sikkindan. ilkokulla baslayan seruven ortaokul-lise-unıversıte ve bilimum sinavlarla devam etti hala da ediyor. yeter artik arkadas yeter. nedir bizim bu 5 sıkdan cektigimiz. kaldi ki o siklari karalamak tuhaf bir zevk de vermiyor degil hani. soyle 2b kalemle once ortadan baslarim karalamaya, sonra kucuk kucuk daireler cizerim disariya dogru. kenarlara tasar bazen uyuz olurum. optik okuyucu gotluk edip okumaz dize ince hafiften bir korku yoklar once, sonra ziktiret derim. ama yinede de silgimle silerim tekrar o tasan yeri uzulerek. bu arada silgi de pelikanın o dandik yesil silgilerindense orda yesil bi renk birakir kodumun silgisi. sonra sorgularim kendimi niye sildin salak falan diye. sonra o iz optik okuyucuyu ya bozarsa diye paranoid android olurum. ama iste o anda o yesillikte iste o adi siginin biraktigi yesillikte sevgili senin gozlerin belirir ve duygulanir su kus kalbim cırpar kanatlarini. ekvador da bi cocuk aglar..neyse efendim iste o bes yallozdan en cok c yi severim. c yi karalarken kendimden eminimdir. cevap dogrudur. bilmiyorum niye c. belki de ortaokuldaki sinifimdan dolayi. a ve b eh iste, yine de guvenemem ikisene de. d den hic hazetmem, karalarken cok istemsiz hareket eder parmak kaslarim. d soguk gelıyor bana. e nin deliknali bi durusu var sanki. asil bir ingiliz gibi. bir nevi sör yani, bay e diye de boktan bi film vardir ama gozumde degeri dusmemistir yine de e sikkinin, isaretlerim yine de ayip olmasin diye yellene yellene. d sikki olmasaydi keske. ya diger harfler ne olcak. bence oss ve diger sinavlarda acil degisklik yapilsin. k-l-m-n-o- beslisi yeni bi soluk getirebilir solmus dimaglara yorgun bedenlere.